Objective: The prevalence of chronic heart failure (CHF) in the elderly population is growing. Identification of risk factors in patients with CHF is important. Recent studies suggest that red cell distribution width (RDW) has prognostic significance in these patients. We aimed to evaluate the relationship of RDW with clinical and laboratory parameters in patients with young and elderly CHF patients.
Methods: We evaluated patients with CHF with an ejection fraction (EF) of <50% in this observational cross-sectional study. Exclusion criteria were decompensated CHF, malignancy and end-stage renal disease. Clinical information, functional capacity (FC), hemoglobin, RDW, EF, and pro-B type natriuretic peptide (proBNP) were recorded. The younger and elderly groups were compared and correlation of RDW with clinical and laboratory parameters were analyzed in each group. Ordinal regression analysis was performed to determine independent correlates of increased FC.
Results: Seventy young and 47 elderly cases were enrolled. The groups were similar regarding EF, proBNP and FC. RDW showed stronger correlation with FC in the young group (r=0.627, p<0.001) compared to the elderly group (r=0.332, p=0.023). In the younger group, there was a negative correlation between RDW and EF (r=-0.278, p=0.021) and a positive correlation between RDW and proBNP (r=0.487, p<0.001). RDW (OR=16.36, 95% CI 0.33-0.96, p<0.001), EF [OR=7.75, 95% CI (-0.16)-(-0.03), p=0.005] and usage of RAS inhibitors (OR=6.7, 95% CI 0.57-3.36, p=0.007) were independent predictors of increased FC.
Conclusion: We found a stronger correlation between RDW and EF, proBNP and FC in the younger patients compared the elderly group. RDW is a simple, inexpensive and easily accessible parameter that may be considered risk predictor especially in younger patients with CHF.
AMAÇ: Kronik kalp yetersizliği (KKY) prevelansı yaşlı nüfusta giderek artmaktadır. Bu hastalarda kalp yetersizliği risk faktörlerini belirlemek önemlidir. Bu hastalarda eritrosit dağılım hacminin (EDH) prognostik önemi olduğu tespit edilmiştir. Amacımız olan genç ve yaşlı KKY hastalarında EDH ile klinik ve laboratuvar parametreleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. YÖNTEMLER: Kesitsel ve gözlemsel çalışmamıza ejeksiyon fraksiyonu %50'nin altında olan 117 hasta dahil edildi. Dekompanse kalp yetersizliği, malignitesi ve son dönem böbrek yetersizliği olan hastalar çalışmadan dışlandı. Klinik bilgiler, fonksiyonel kapasite, EDH, hemoglobin, EF ve pro-B-tip natriüretik peptit (proBNP) değerleri kaydedildi. Her iki grupta EDH ile klinik ve laboratuvar parametreleri arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla korelasyon analizi yapıldı. Fonksiyonel kapasiteyi öngördüren bağımsız değişkenleri belirlemek amacıyla ordinal regresyon analizi yapıldı.
Bulgular: Yetmiş genç ve 47 yaşlı hasta çalışmaya alındı. EF, proBNP ve fonksiyonel kapasite açısından gruplar benzerdi. Genç hastalarda (r=0,627, p<0,001) yaşlı hastalar ile kıyaslandığında (r=0,332, p=0,023) EDH ile fonksiyonel kapasite arasında güçlü bir pozitif korelasyon vardı. Genç hastalarda EDH ile EF arasında negatif korelasyon (r=-0,278, p=0,021) ve EDH ile proBNP arasında pozitif korelasyon (r=0,487, p<0,001) vardı. Regresyon analizinde, EDH (OO=16,36, %95 CI 0,33-0,96, p<0,001), EF (OO=7,75, %95 GA (-0,16)-(-0,03), p=0,005) ve RAS blokeri kullanımı (OO=6,7, %95 GA 0,57-3,36, p=0,007), fonksiyonel kapasitenin bağımsız değişkenleri olarak saptandı. SONUÇ: Çalışmamızın sonucunda genç hastalarda EDH, EF ve proBNP ile fonksiyonel kapasite arasında güçlü bir korelasyon bulduk. EDH özellikle KKY olan genç hastalarda, risk öngördürücüsü olarak değerlendirilebilen, basit, ucuz ve kolay elde edilebilen bir parametredir.